Belirsizlik Dönemine Koçluk Bakış Açısı ile Bakmak
Belirsizlik günlük hayatta çok karşımıza çıkan, yönetme ihtiyacı duyduğumuz bir olgudur.
Bireysel olarak yaşadığımız belirsizliklerin yanında, toplumsal belirsizlikler de yaşayabiliriz. Son 3 aydır, özellikle global olarak yaşanan pandemi sürecinde, belirsizlik olgusu hayatımızın merkezi haline gelmiştir.
Değerlerimiz ile sınandığımız bu süreçte, belirsizlik ile başa çıkmak için neredeyse savaş halindeyiz. Değerler, insanın kendi iç dünyasında oluşan durumlara ya da duygulara verdiği önem ile ortaya çıkan genel bir tanımlamadır. Değerlerimiz, çocukluk döneminde şekillenmeye başlar. Bir bakıma dünyayı anlama ve yorumlama şeklimizdir. Aynı zamanda; toplum içerisinde yaşamamızda, etkin bir rol oynar. Genel kurallar gibi, toplumu oluşturan bireylerin uymakla yükümlü olduğu, soyut ve yazısız kurallardır.
Bireyin kararlarında etkili olan değerler, bu süreçte sağlık politikalarının daha verimli ve etkin işlemesi için birçok işletmenin kapanması ve insanların evlerinde kalmasında etkili olmuştur. Saygı, aidiyet ve hoşgörü gibi temel değerlerin çerçevesinde, kendilerinin ve başka insanların sağlıklarını korumak amacıyla, birçok insan işlerini geçici süre ile durdurmuştur. Birçok çalışan evinden çalışmakta ve farklı bir sorunu da beraberinde getirmektedir. Hem zaman yönetimi hem de rol çatışması açısında bu süreci yönetmek önemlidir.
Uzun süre evde kalmak, kendini keşfetmek için olumlu gibi görünse de, ardında başka bir gerçekle karşılaşmaktayız.
Global olarak yaşanan bu süreçte, belirsizlik ortamında bulunduğumuz anı nasıl değerlendireceğiz?
Değişim sürecini nasıl yöneteceğiz?
Burada temel noktanın, konfor alanından çıkılması olarak baktığımızda bu süreç içerisinde kendini keşfetmek için koçluk bakış açısından faydalanmak etkili olacaktır.
KOÇLUK NEDİR?
Koçluk; bireylerin var olan potansiyellerini ortaya çıkararak, ulaşılabilir hedeflere odaklanan yapılandırılmış bir öğrenme ve gelişim sürecidir. Pozitif psikolojiden güç alarak, farkındalık, gelişim ve değişim odaklı çalışmaktadır.
Tarihi çok eski olmakla birlikte 1960’lı yıllarda spor alanında tanınmaya başlanmıştır. Koçluk teknikleri geliştirilerek, bireye odaklı gelişim stratejileri oluşturulmaya başlanmıştır. Bu süreçte özellikle iş dünyası tarafından kabul görmüş ve günümüzde birçok kurumsal firma tarafından uygulanmaktadır.
Yaşamın içinde, bireyin ihtiyaç duyduğu her alanda koçluk teknikleri kullanılmaktadır. Koçluk yaklaşımının özünde yeni bakış açıları oluşturarak, bireylerin hedeflerine ulaşacakları stratejileri geliştirmesi değeri yatmaktadır.
Belirsizlik ortamında olan birey, değişim döngüsünü göremez. Kısır döngü içerinde kalarak, mevcut anı değerlendirmekten yoksun olur.
Konfor alanından çıkmış, belirsizlik ortamında kalmış birey, içinde bulunduğu kısır döngüde sağlıklı düşünemez. Değişime karşı direnç gösterir. Bu ortam kriz ortamını doğurur. Kriz ortamında birey, temel olarak 2 duygu ile karşı karşıya kalır.
Korku ve öfke. Bu duygular, bireyin sağlıklı kararlar almasını engelleyerek daha çok hata yapmasına neden olur. Bu süreçte karşılıklı iletişim ile koçluk bakış açısı ile tanışmak ve öncelikle korku alanı ile yüzleşmesi gerekmektedir.
KORKU ALANI NEDİR?
Bu alan, direncin ve bahanelerin olduğu alandır. Birey, her ortamdan şikayet eder. Özellikle bu süreçte sürekli haber takip etmesi ve sürecin devamı için endişe duymaya başlaması, korkusunu tetiklemektedir. Etrafına da endişe ve korku yaymaya başlar. Bu alanda öz güven eksikliği oldukça sık görülmektedir. Ana konu; birey etrafında duyduğu her şeyden etkilenir. Birey kendine sınırlar koyar ve koyduğu bu sınırların içinde yaşamaya mahkum olduğunu düşünür. Bu alanda bireyin kendi değerleri, duyguları ve önyargıları ile tanışması, kendini keşfetmesi gerekmektedir. Bunun için tarafsız bir uzman ile görüşebilir, koçluk araçları ile kendi iç dünyasındaki tüm korkuları ile yüzleşebilir. Temelde amaç; korku alanından çıkmak, zincirleri kırmaktır.
ÖĞRENME ALANI NEDİR?
Korku alanında kendini keşfeden birey, zincirlerini kırarak, duygularını, değerlerini, önyargılarını ve varsayımlarını fark eder. İçinde bulunduğu durumun farkındalığı ile süreçte nasıl davranacağı konusunda bilinçle düşünmeye başlar. Kendisine zarar veren şeylerin farkına vararak, öğrenen zihniyet ile bu alanda neyin işe yarayacağını belirler. Bir bakıma kendine bir yol haritası oluşturmak için çalışmalara başlar. Süreçteki zorluklar ile baş edebilme becerisi geliştirir. Kendindeki yeni kazanımları görmeye başlar. Potansiyelini fark eden birey, değerlerinin de kaldıraç etkisi ile bir üst alana, gelişim alanına geçmeye hazırdır.
GELİŞİM ALANI NEDİR?
Sürecin kendinde yarattığı etkiyi analiz edebilecek duruma gelen birey, amaç oluşturma aşamasına gelir. Duygusal zeka becerilerinin sıklıkla kullanıldığı bu alanda, özellikle uyumlanma ve duygusal dayanıklılık oluşur. Yeteneklerini, ihtiyaçları için kullanmaya başlar. Anda kalabilme konusunda kendini geliştirir ve gelecek konusunda ölçülebilir hedefler belirler. Belirsizlik sürecinin kaygısından kurtulup, süreci yönetme adımına geçer.
DEĞİŞİM SÜRECİ YÖNETİMİ VE KOÇLUK
Koçluk, bireye farklı pencerelerden bakma ve kendine şefkat duymayı temel alır. ‘Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir’ demiştir, Heraklitos. Değişimin doğasında direnç vardır. Birey tek tek, yukarıdaki adımları tamamladığında değişim sürecini yönetmeyi de öğrenmektedir.
Değişim yönetiminin temelinde, bireyin kendini keşfetmesi yatmaktadır. Önemli olan, ulaşılabilir amaçlar ve hedefler belirlemektir. Bu hedeflere ulaşmak için gerekli olan kaynak, zaman ve çabanın oluşabilmesi için, bireyin desteklenmesi gerekmektedir. Bu süreçte koç danışanına destek olmaktadır.
Sürecin yönetiminde temel nokta; düşünme sistemidir. Koç danışanın öğrenen zihniyetle düşünmesi sürecini yönetir. Kabul ile görmesini sağlar.
Bireyin kendini keşfi ile değişim sürecinde nasıl duygusal dayanıklılık göstereceği konusunda pratik çözümleri bulur. Koçluk, bireyi bir bütün olarak ele alır. Bu süreçte değişimin doğası içerinde danışanına yol arkadaşlığı yapan koç, sürecin sonunda danışanının başarısını kutlar.
Konfor alanından çıkmış, duygusal zekası yüksek bireyler gelecek kaygısı yaşamazlar. Süreci yönetirler. Geleceğe izleyici olarak pencereden bakmazlar. Geleceğe yön verirler.
Yazının Orjinali için Ekonomidoktorunuz sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Daha Fazla