İşsizlik Sürecini Nasıl Verimli Kullanabiliriz?
Kendi isteği ile işinden ayrılmıştı ve çok mutluydu. Artık istediği her şeye zamanı olacaktı. Gidemediği tiyatrolara, sinemalara gidecek, arkadaşları ile uzun uzun sohbetler yapabilecekti. Hayat hiç olmadığı kadar gülümsüyordu. Güneş başka doğuyor, aldığı nefes başka geliyordu. O kadar uzun zaman olmuştu ki saate bakmadan, plan yapmadan zaman geçirmeyeli. Hayal aleminde gibiydi.
Ya da;
‘Uzun zamandır konuşuluyordu, personel maliyetlerini düşürmeleri gerekiyormuş. Piyasa şartlarında yeni iş bulmak çok zor inşallah benim başıma gelmez.’ demişti arkadaşım geçen gün birlikte çıktığımız öğle yemeğinde. Birkaç gün sonra telefonum çaldı, arayan arkadaşımdı. Sesi üzgün, kırgın ama bir o kadar da isyankar geliyordu. ‘Böyle olmamalıydı!’ dedi. ‘İyi bir işim vardı, ne olursa olsun gününde aldığım maaşım vardı. Allah’ım neden ben! Ne yapacağım şimdi ben?’ dedi. Ne diyeceğimi bilemedim. Çünkü ben yukarıdaki hikayeyi yaşamıştım ve hayal aleminden çıkıp yaklaşık 6-7 aydır aktif olarak iş arıyordum.
Ya da;
Yeni mezun oldunuz ve içiniz kıpır kıpır. Bir an önce çalışmaya başlamak istiyorsunuz. İş hayatı hakkında o kadar toz pembe hayalleriniz var ki. Tabii bir de okuduğunuz zamanda size yardımcı olan ve ödemeniz gereken burs borçlarınız var.
Çalışmayalı uzun zaman mı oldu? Yeni mezunsunuz, belki kendi isteğinizle ayrıldınız, ya da malum piyasa durumu sizi de vurdu. İşsizlik; insanı finansal açıdan etkilediğinden çok, aslında psikolojik olarak etkiler. Önce bulurum iş ne olacak diye düşünülür, hevesle CV hazırlanır, başvurular yapılır, eşe dosta haberler verilir. Beklenir, beklenir, her gün kariyer sitelerindeki başvurulara bakılır, başvurulan firmaların CV’nize neden birkaç defa bakıp da aramadıkları düşünülmeye başlanır. Sonra içsel çöküş, tükenmişlik hissi ve cesaretiniz kırılır, zamanla kendinizi yetersiz hissetmeye başlarsınız. Finansal zararlar ise üstünüze üstünüze gelir, belki ödenecek kredi, kredi kartı borçlarınız vardır, belki de ev kiranız. Stress ile mücadele edebilmek kişiden kişiye farklılık gösterir, kaygı durumunun eşiği her kişide farklı hissedilir ve bu eşik azaldıkça daha çok yaklaşır insan depresyona.
Peki, bu dönemi nasıl en az hasarla atlatır, nasıl en verimli hale getirebiliriz?
Finansal açıdan yapılacak tedbirler kişiden kişiye değişse de ilk yapılacak olan şey biraz küçülmek olur. Kullanmadığınız ya da lüks olduğunuzu düşündüğünüz üyeliklerinizi pasife alabilirsiniz. Bazı faturalarınızda tasarrufa gidebilirsiniz. Ancak burada en önemli nokta; iş arama sürecini en etkin şekilde kullanmak olmalıdır. Bu konuda benim de uyguladığım bazı önerileri sizinle paylaşmak istiyorum.
Çünkü ‘başarı insanın başlangıç noktası ile ulaştığı yer arasındaki farktır.’ Orison Swett Marden
Sakin Olun
Öncelikle sakin olmalısınız, durum ne kadar zor görünse de imkansız değil. Sadece herhangi bir şeyin olma olasılığı, arzu edilirliği ile ters orantılıdır. (Murphy Kanunları) Sizin sakin tavrınız kaygı seviyenizi düşürecek böylece daha gerçekçi ve kararlı adımlar atmanızı sağlayacaktır.
Sosyalleşin
Evet biliyorum işsizsiniz ve maddi olarak bir dar boğazın içindesiniz. Ancak sizin günlük akışınızı devam ettirmeniz depresyon eşiğinizi düşürecektir. Sabah erken uyanmak, daha özenli giyinmek, insanlarla bir araya gelmek size iyi gelecektir. Hem yalnız kalmamış olacak hem de belki de yeni iş fırsatlarını duyacaksınız.
Mesleğiniz İle İlgili Gelişmeleri Takip Edin
Burada önereceğim çok önemli bir kaynak var. LinkedIn. Özellikle iş arama sürecinde çok destekçi bir platform. Sizin gibi iş arayan kişiler ile bağlantı kurabilir, süreçlerini takip edebilirsiniz. Piyasalar ve mesleğiniz ile ilgili gelişmeleri takip edebilirsiniz. Ya da çalışmak istediğiniz yerde çalışan insan kaynakları uzmanları ile doğrudan bağlantı kurabilirsiniz. Bu uygulama tamamen ücretsizdir. Hesabınız yok ise hemen hesap oluşturun ve kariyer alanlarınızı açarak anahtar kelimeler ile insan kaynakları uzmanlarının sizi bulmasını sağlayın.
Eğitim Almaktan, Kendinizi Geliştirmekten, Yeni Şeyler Öğrenmekten Vazgeçmeyin
Belki çalışırken çok değerli eğitimler aldınız, Ancak üzerinden zaman geçti ve yenileme zamanı gelmiştir. Belki meslek değiştirmek istersiniz. Mezun olduğunuz bölüm genel bir bölümdür, örneğin işletmedir ve siz bankacısınızdır, İnsan kaynakları eğitimi alır aynı zamanda insan kaynakları iş ilanlarına da başvurabilirsiniz. Ya da yeni mezunsunuz neden eğitim alayım diye düşünebilirsiniz. Mesleğiniz ile ilgili ekran kullanımları öğrenmeniz gerekebilir. Sonuçta yeni mezun iş arayan çok insan var. Sizin onlardan farklı bir şey yapmış olmanız ve işverene bir faydanızın olması seçilmenizde etken olacak.
Eğitim almaya başlarken benim size ilk önerim ilk eğitiminiz; mutlaka etkili CV hazırlama eğitimi olsun. Çünkü bu eğitimlerde verilen taktiklerde, kariyer sitelerinde CVnizin daha çok insan kaynakları tarafından nasıl anahtar kelimeler ile binlerce başvuru arasından seçilmesinde kolaylık sağlayacağını çok güzel açıklıyorlar.
Aldığınız eğitimlerin sertifikalarını da edindiğiniz ve CVnize eklediğinizde size çok güzel referanslar olacaktır. İş arama sürecini etkin kullanmak, mülakatta, sizin kendinizi daha iyi ifade etmenize katkı sağlayacaktır. İstatistiklere göre; her 100 başvurudan %10 oranında yani 10 aday mülakata çağrılır ve doğru aday olma şansı ise %1’dir. Neden bu siz olmayasınız?
‘Eğitimlerde bir maliyet’ dediğinizi duyar gibiyim. Tam bu noktada online eğitim olanaklarını size anlatmak istiyorum. Ücretleri oldukça makul seviyelerde ki evden alabileceğiniz eğitimler olduğu için ayrıca yol ve yemek giderleriniz de olmayacak. Eğitim seçenekleri o kadar çeşitli, süreleri de optimum seviyelerde. Böylece zamanınızı da etkin kullanmış olacaksınız. Ayrıca aldığınız eğitimleri arşivinize kaydedip ihtiyacınız olduğunda tekrar izleme şansınız da var.
Peki ben ne mi yapıyorum? Hala aktif olarak iş arıyorum. Ben başlangıç noktam ile şu an arasında fark yarattım. Kendime farklı bir meslek seçtim. Onu geliştirmek için doğru online eğitimleri alıyorum. Doğru zamanda istediğim işi bulacağıma inanıyorum.
Evren; siz bir şeyi ne kadar çok isterseniz onu mutlaka size verir ancak doğru zamanda.
Yazının Orjinali : İstanbul İşletme Enstitüsü
Daha Fazla
30 Yaşından Sonra Hayallerinin Peşinden Gitmek!
Yaş otuz beş! diyordu Cahit Sıtkı Tarancı. Dante gibi ortasında bir ömrün, delikanlı çağımızda heybemizde tecrübelerimizle profesyonel iş hayatı gözümüzün yaşına bakmaz. Hele bir de gökyüzünün başka bir rengi olduğunu fark etmiş ise insan, su boğar, ateş yakar olmuşsa. Her doğan güneş artık içinizi ısıtmıyor ve batan güneş ile hüzünleniyorsanız; artık bir şeyleri değiştirmenin zamanı gelmiştir! Cahit Sıtkı Tarancı bu şiiri yazarken hayatın akıp gittiğini ve zamanın değerli olduğunu anlatmıştır belki ama bendeki anlamı farklıdır. 34 ya da 38 yaşında kendine SWOT analizi yapmış ve hayattaki önceliklerinin sıralamasını değiştirmek istiyorsa bir insan ne yapmalıdır önce?
Evet kendine yeni bir yol çizmelidir. Eğer 30′ lu ya da 40’lı yaşlarda iseniz, kariyeri değiştirmek zor olur. İmkansız değildir tabi ki, sadece doğru bir strateji ile ilerlemeli, doğru yerlerden bilgi almalı ve doğru kararlar verilmelidir. İşte tam bu süreçte cevap nerededir? Kalbinizde!
Kalbindeki Cevabı Nasıl Bulur İnsan?
İşte tam bu noktada bir anahtar yardımınıza yetişir. SWOT Analizi. Swot Analizi Nedir? Kişinin kendini gördüğü bir çerçevedir. Bir nevi ayna.
Temelde 4 kavram üzerinden hareket eder. İlk soru Ben kimim? olur, sonrasında kim değilim?, daha sonra nerede iyiyim?, nerede geliştirmeliyim?, nerede değişmeliyim? İşin özü aslında bu kadar, ancak bunu anlamak için önüne temiz bir kağıt alır ve bu kağıdı 4’e bölersiniz. İlk bölüme güçlü yönler yazılır, hemen karşısına zayıf yönler, sonra fırsatlara ve gelecek tehditlere bakarız. Analizi yaparken ona yardımcı olan soruları sorarız tek tek. Bu sorular yazımın sonunda sizlere rehber olacaktır eminim. Çünkü Kalbinin Peşinden Giden Neyi Keşfeder? Kendini!
Harekete Geçmek İçin İçinizdeki Güce Güvenin!
Kendinizi ve potansiyelinizi fark etmişseniz, artık yolu çoktan yarılamış olursunuz. Bundan sonrası daha kolaydır. Artık harekete geçme zamanı gelmiştir. Yaşınız kaç olursa olsun hiçbir şey için geç değildir. Önemli olan anı iyi yaşayabilmektir. O zaman ne duruyorsunuz?
Haydi! Bize katılın ve yol haritanızı çizin.
Güçlü Yönler:
- Etrafınızdaki kişilere göre güçlü yönlerinizi nasıl tanımlarsın?
- Hangi avantajlar seni diğer kişilerden ayırıyor? (Sertifika, online eğitim, beceri, yetkinlik…)
- Neyi daha iyi yapıyorsunuz?
- Sizi muhteşem hissettiren, gururlandığınız başarılarınız neler?
- Önem verdiğiniz değerler var mı?
Zayıf Yönler:
- Kendinizi size iyi hissettirmeyen, yaparken zorlandığınız bu sebeple kaçındığınız işler hangileri?
- Etrafınızdaki kişilerle sizin zayıf yönleriniz hakkında hiç konuştunuz mu? Neler söylediler?
- Kendinizi nerede yetersiz hissediyorsunuz?
- Olumsuz alışkanlıklarınız var mı? Stresle baş edemediğiniz oluyor mu?
- Çabaladığınız fakat sizi zor durumda bırakan kişisel özellikleriniz var mı?
Fırsatlar:
- Size yol gösterecek kişilerle herhangi bir bağlantınız var mı? Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Herhangi bir alışkanlığı kendi avantajınıza nasıl kullanabilirsin?
- Çevrende rakiplerin var ve bunu kendi avantajına nasıl çevirebilirsin?
- Sektörünüzde veya şirketinizde diğerlerinin dolduramadığı bir boşluk var mı?
- Bir soruna yaratıcı, pratik bir çözüm bulabilir misin?
Tehditler:
- İş yerinde nasıl bir sorun seni tehdit eder?
- Rakip bir iş arkadaşınız var mı? Onunla iletişimini nasıl kuruyorsun?
- İstemediğiniz ama olması gereken yeni bir rol veya istek üzerinizde baskı yaratır mı?
- Sürekli değişen teknoloji iş dünyasında ve sosyal yaşamınızda bir tehdit olabilir mi?
- Zayıf yönleriniz sizin için bir tehdit unsuru mudur?
Yazının orjinali : www.iienstitü.com